Söz ve fiilleriyle örnek olan alimlerden biri der ki: Bir iş yaparken içine bıkkınlık gelir ve ağırlık çökerse, yaptığın işi, bir müddetliğine bırak ve kendini dinlendir! Azıcık şakalaş! Bu şekilde kendini biraz neşelendir. Fakat şakalaşmayı o derece ayarla ki, yemeğe atılan tuz gibi olsun. Yani yemeğe atılan tuz, çok olunca yemeğin hakiki lezzetini nasıl giderirse, şaka da o miktarda olmalıdır. Fazlası zararlıdır. Şaka, çok az olursa gönlümüzün neşesi yerine gelmez. Şaka, gönlümüzdeki donukluğu ve o işe karşı doğan bıkkınlığı giderecek kadar olmalıdır.
Evet! Yaptığımızın şakaların dozunu ayarlayamazsak, bu durum ileride başımızı ağrıtabilir. Unutmayalım! Her şeyin bir tohumu vardır. Düşmanlığın tohumu da şaka ve alaydır deyişi boşa söylenmiş bir söz değildir.